Mustafa Nevruz SINACI
Bu onursuz ve sorumsuz; İnsan hakları, kamu yükümlülüğü ve yurttaşlık hukukundan bihaber; Gaflet uykusu ve dalâlet ile malul melânet muhalefet sayesinde memleket iyice “hak ve hukuk devleti” olmaktan çıktı. Her fırsatta, milli kültür, bilimsel birikim, tarihi değer, ilmi eser ve kadim medeniyetimize darbe üstüne darbe indirilmeye başlandı. Özellikle, bu örnekte hayret, ibret ve dehşetle görüleceği üzere; “kartel yaftalı, serbest rekabet karşıtı, hırs ile malul bir edinim” teşekkülü Digiturk’un, yüce Türk adaleti istismar ve suiistimal edilip, Cumhuriyet Savcıları yanıltılıp, yargıçlar aldatılarak;, 4 milyon “Blogspot” Web Sitesi’nin kapattırılması; Ticari hırs ve menfaat uğruna kasıt, hasımlık ve düşmanlıktan ileri gelen tam bir faciadır.
Medeni siyaset, insani boyut ve evrensel hukuk gereği: “haklıkların güçlülüğü” esas olmak gerekirken; gücünü haksızlık, yolsuzluk, yalan ve talandan alan “güçlülerin haklılığı” hâkim unsur haline gelmeye başladı. Hükümferma olan idare ve hukuk buna dur diyemiyor!.
Bu bir vahamet, rezillik ve şeamettir!..
Üstüne üstlük, ikiyüzlü, çifte standart yaftalı, yalancı-talancı, AB damgalı ve yabancı patentli, akredite kartel medyası sayesinde artık, kötünün yaptığı yanına kâr kalıyor. Günlerdir ekranlarda, köşe başları ve manşetlerde “basın özgürlüğü, haber alma hakkı ve gazetecilerin masuniyet karinesi” tartışılmakta. Tartışılan konu: İki gazetecinin tutuklanması meselesi…
Asıl, vatandaşı ıstıraptan inleten zulüm ve tasarruflara değinen yok!..
Yüz/binlerce dava dosyasının depolarda müruruzamana (zamanaşımına) terki, hukuk ve ahlâk dışı “yasacılık” oyunu yüzünden;, Azılı katillerin salıverilmesi, ırz düşmanlarının bir anda serbest kalması ve sözde “ekonomik suça ekonomik ceza” gibi, akıllara ziyan bir usul ve uygulama alışkanlığının ekonomiyi kasıp kavurması ne muhalefeti ve nede sahibinin sesi menfur medyayı alâkadar etmiyor. Dahası yargıda bencil ve habis, haris kararlar.. Alçakça ve küstahça tasarruflar, gasp -irtikap, yalan ve talana dayalı edinimler kamu vicdanını derinden yaralıyor… Madde ve manâ temelinde toplumu sarsıyor, tahrip ve tarumar ediyor.
Üstelik de; “Anayasa, evrensel hukuk ve TCK gereği mutlak olan “suç ve cezaların şahsiliği” ve “herkes kendi eyleminden sorumludur” ilkesi, kural ve karinesine rağmen!..
Kaldı ki, ortaçağ karanlıkları ve engizisyon mahkemeleri tarihe gömen karanlık ve kâbus batı da bile böyle bir uygulamaya rastlamak mümkün değil. Peki bizde niye..?...
Digiturk rezilliği ve Blogger faciası yaşanır..?..
Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14 Ocak 2011 tarih ve 2011/156 D İş sayılı kararı ile; Dünyanın en büyük blog/web sistemi kapatıldı ve ülkedeki 4 Milyon Blogspot Web sitesi’ne “haksız, hukuksuz ve adaletsiz olarak” kast-ı mahsus ve husumetle; yaklaşık üç hafta öncesinden itibaren erişim engellendi. Tabi ki bunun yapıldığı ülke Türkiye...
Biri bu komediyi artık durdurmalı!
YouTube yetmedi, şimdi de, özgür iradenin insani ve ilmi yansıması, 20 -25 milyon akıl, ilim ve irfan sahibi onurlu, sorumlu insanın ışığı karartıldı. Blogger'a erişim yasağı geldi. YouTube’a uygulanan erişim yasağının gündemden düşmemesi yetmiyormuş gibi, şimdi de blog yazarları ile “şahsiyetli ve haysiyetli okuyucuların” bir numaralı uğrak noktası Blogger Web siteleri “mahkeme” (!) kararı ile kapatıldı ve yasaklandı.
Üstelik, Anayasa hukuku ve ceza kanunlarının temel, ana ve esas “vazgeçilmez” ilkesi “suç ve cezaların şahsiliği” prensibine rağmen!.. Şu açıklamadaki alçaklık, küstahlık, istihza ve şımarıklığa bakın: “Blogspot.com'un kapatılması tüm servis sağlayıcılarını kapsayan yasal bir zorunluluktur; Digiturk, Futbol Federasyonu ihalesinde yıllık 321 milyon dolar ödeyerek süper toto süper ligi maç yayın haklarını almış; yayın hakları Digiturk’e ve Lig TV’ye ait olan maçlar, bazı internet siteleri tarafından kanunlar hiçe sayılarak yayınlanmaktadır..”
Şimdi hükümet, ilgili bakanlık, müdürlük ve yüksek (!) yargıya sorulur:
Davacının yayın hakkını satın aldığı “maç”ları yasa dışı yayınlamak suretiyle fiilen suç işleyen “siteleri” kapatmak hak, hukuken vecibe ve failler buna müstehak iken; nahak yere 4.000.000 (dört milyon) siteyi cebren ve hile ile kapatmak ne demektir?
Hani hukuk, hükümferma olması zorunlu hükümet ve devlet nerede?
Bu bir zulümdür. Peki, zulme sessiz kalan dilsiz şeytan ve hakiki zalim kim!..
Haksızlık ve adaletsizliğe kim dur diyecek?
Zulüm daha ne kadar hüküm sürecek?..
***
SON GELİŞMELER (15 ŞUBAT 2011)
Digiturk blogger savaşı kızıştı:
İnternet Teknolojileri Derneği, alan adı temelli yasaklama yerine IP temelli topyekün sansürü talep eden ve uygulayan kurumlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
İSTANBUL - İnternet Teknolojileri Derneği (İNETD), blogların kapatılmasıyla ilgili kurumlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Dernek tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verilen suç duyurusu dilekçesinde, Ligtv yayınlarını izinsiz yayınlayan şirketlerin engellemesinde alan adı temelli yasaklama yerine IP numarası yasaklamakla, olayla ilgisiz masum milyonlarca blogger ve aynı IP'den hizmet veren Google hizmetlerini (maps.google.com) kullanan milyonlarca internet kullanıcısı ve binlerce şirketin mağdur edildiği ifade edildi.
DÖRT MİLYON SİTE KAPATILDI..
''İstanbul Merkezli Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş. (Digitürk) ve Pluton Televizyonculuk A.Ş (LigTV) firmalarının, LigTV'nin yayın haklarına sahip olduğu Spor Toto Lig müsabakalarını yayınladıkları gerekçesiyle Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mh.’nin 14 Ocak 2011 tarih ve 2011/156 D iş sayılı kararı ile Blogspot.com dahil 4O'ı aşkın alan adı ve 60'ı aşkın IP'ye erişimi engelleme kararı verildiğinin'' anlatıldığı dilekçede, ''Karar suç işlediği ileri sürülen alan adlarına erişimi engelleme yapılabilecekken, o alan adının taşındığı tüm IP'lere engelleme kararı talep edilmiş ve karar verilmiş ve uygulanmıştır'' denildi.
VE MİLYONLARCA MAĞDUR!..
Dilekçede, şunlar kaydedildi:
''Blogspot, Türkiye'den 4 milyon kişinin blogunun bulunduğu Blogspot.com'u kapsamaktadır. Blogspot.com'un bulunduğu IP'ler, aynı zamanda milyonlara Türk vatandaşının ve şirketinin kullandığı Google Analytics, Google Maps gibi hizmetleri de barındırmaktadır. Bu karar, bu hizmetleri aksatacaktır. LigTV'nin maçlarını izinsiz yayınladığı ileri sürülen onlar belki yüzlerce alt alan adını yasaklamak mümkünken 4 milyon blog sahibi Türk vatandaşına sansür uygulamak ve milyonlarca Türk vatandaşını suç unsuru içermeyen web’lere ve binlerce şirketin hizmet alıp, iş yaptığı Google Hizmetlerine erişimini engellemek ya da aksatmak, kanımızca görevi ihmaldir.
Alan adı yerine IP temelli uygulama, bazı apartman dairelerinde suç işlendiği gerekçesiyle, koca bir mahallenin hatta şehrin dünya ile bağlantısına kesme kararına benzemektedir.'' Görev ihmali nedeniyle milyonlarca internet kullanıcısını ve binlerce şirketin hizmetinin aksadığına işaret edilen dilekçede, bunun iş ve zaman kaybına sebep olduğu vurgulandı. Dilekçede, mahkeme kararının, ilgili kanuna maddi olarak aykırı olduğu da savunuldu. Dilekçede ''Digitürk A.Ş., LigTV AŞ, Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı, Diyarbakır 5. Asliye Hakimliği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'' hakkında gerekli hazırlık soruşturması başlatılarak görevi ihmal suçundan kamu davası açılması istendi. 10.03.2011
KAYNAK:
(http://www.gelindir.org/Haber/Digiturk-blogger-savasi-kizisti_1865.html)
1 yorum:
Sayın Mustafa Nevruz SINACI;
Geleceğe ışık tutan, yön veren ufuk açan ve halkın hislerine tercüman olan yazılarınızı büyük bir zevk, iştiyah, haz ve öğünçle okudum.
Böylesi bir yazarın ülkemizde olması bu ülke, bu toplum, Türk Milleti ve dünya insanlığı için vazgeçilmez bir nimet ve öğünç, gurur vesilesi, hepsinden önemlisi ise bir ihtiyaçtır...
Büyük Şair Mehmet Emin YURDAKUL “Bırak beni Haykırayım!” şiirinde:
“Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et!
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş, öksüz çocuk gibidir.” diyerek halkın sesine, duygularına hislerine tercüman oluyor.
Ne mutlu ki siz, Mustafa Nevruz SINACI olarak varsınız!.. Bir yazar olarak halkın sesine,duygularına, hislerine, ihtiyaç ve arzularına tercüman oluyorsunuz.
Türk devlet geleneğinde ve İslâm anlayışında İNSAN önemli bir unsurdur. Herşey insanla vardır. İnsanla devam eder. İnsan yoksa orada hayat da yoktur. İslâm dininde: “Bir insanı öldürmek bütün insanı öldürmek gibidir; bir insanı yaşatmak ise bütün insanlığı yaşatmak gibidir.” Diyerek İNSANIN değerine işaret etmektedir. Devlet geleneğimizde de sizin bahsettiğiniz: “İnsan-ı yaşat ki, devlet yaşasın” Büyük TÜRK MİLLETİNİN varlığının en sağlam temelini oluşturmaktadır.
“Tarihin ve tabiatın fazilet timsali Türk Milleti, bu değerleri varlığında muhafaza ettiği; Yüksek karakter ve üstün meziyetlerinden feragat etmediği ve Mustafa Kemâl Atatürk’ün:
“Türk demek: Türkçe düşünmek, Türkçe konuşmak ve Türkçe yaşamak demektir. Ne mutlu Türk’üm diyene..” İrşâdı, özlü söz ve ilmi vecizesini müdrik olarak diri tuttuğu (yaşattığı) sürece ebed - müddet insanlık âleminin önderi, demokrasinin bânisi ve medeniyetin hamisi olarak kalabilir.” Diyorsunuz.
Sizi tebrik ediyorum. Atatürk, sadece Türk Milleti değil; ama bütün insanlık için lider, önder ve yol gösterici bir semboldü. Onun ufku, yol göstericiliği, liderliği, insana verdiği değer, insan ve vatan anlayışı yolumuzu aydınlatıyor.
Ne mutlu, Atatürk’ü tanımış, fikirlerinden ders almış, felsefesini kafasında özümsemiş insanlara... Ne mutlu Turk’m diyene !
SİZİ BU DUYGU DÜŞÜNCE ve UYGULAMALARINIZ SEBEBİYLE, TEBRİK EDİYOR; NİCE SAĞLIKLI UZUN SOLUKLU ÖMÜRLER DİLİYOR; ve YAZILARINIZIN DEVAMINI BEKLİYORUZ.
Allah’ emanet olunuz. Sevgili Dost.
Abdullah Çağrı ELGÜN
cagrielgun@hotmail.com
Yorum Gönder