Türkiye
Cumhurbaşkanı,
Kutsal Yemin ve Mutlak Şartlar
Kutsal Yemin ve Mutlak Şartlar
Mustafa
Nevruz SINACI
Ülkemizde
ilk kez, iki dereceli olarak, halk oylaması ile Cumhurbaşkanı seçimi ifa ve
icra edilecek... 19 Ocak 2012 tarih ve 6271 Sayılı “Cumhurbaşkanı Seçimi
Kanunu” uyarınca, 20 parlâmenterin aday göstereceği kişiler adaylığını
koyabilecek. İki aşamada gerçekleşecek olan seçimin ilk oylaması 10 Ağustos
2014, ikinci oylaması 24 Ağustos 2014’de yapılacak.
Yurt
dışında 500 ve daha fazla sayıda seçmeni olan ülkelerde yaşayan
vatandaşlarımız, Cumhurbaşkanlığı seçimi için 31 Temmuz ilâ 01-02-03 Ağustos 2014
tarihlerinde; (B. Elçilik, Baş Konsolosluk veya konsolosluklarımızda) oy
kullanabilecekler. Seçmen kütüklerine göre: Oy kullanılacak ülke sayısı 60
civarında. Kullanılan oylar Türkiye’de sayılacak!..
İlk
kez yapılacak bu seçim için çok az süre kaldı. Yani bu zaman zarfında, kendisine
güvenen ve halkın desteğine talip olacak kişiler kendilerini 2,5 ay içinde
halkımıza tanıtmak zorunda. Doğrudan millet tarafından seçilen Cumhurbaşkanları
için diğer ülkelerde bu süreç yaklaşık 1 yıldır. Biz de, bu kadar önemli,
ağılıklı ve hayati bir seçimin 60 güne sığdırılmaya çalışılması fevkalâde
yanlış ve yanıltıcı; Ayrıca adayları tanıma, haklarında bilgi edinme, fikir ve
kanaat oluşturmayı önleyici, engelleyici, muhtemelen de çok özel bir hesaba
müteallik olsa gerektir. Aksi takdirde Türkiye’de de bu sürenin, en az “altı
ay” olması gerekmez mi idi?..
KİMLER ADAY
OLABİLİR?
19 Ocak 2012 tarih ve 6271 sayılı “Cumhurbaşkanı
Seçimi Kanunu”nun, “Seçilme Yeterliği” başlıklı 6. maddesi ile buna mümasil
Anayasa’nın 101. maddesi hükmü uyarınca:, “Kırk yaşını doldurmuş ve yüksek
öğrenim yapmış TBMM üyeleri (parlamenterler) veya bu niteliklere ve
milletvekili seçilme yeterliğine sahip vatandaşlar Cumhurbaşkanı (adayı
olabilir ve) seçilebilir” denilmekte ve son “demokratikleşme paketi ile hiçbir
öz ve özelliği kalmayan” parlamenter yapılma şartları muvacehesinde; 20
parlamenter imzası bulan herkesin aday olmasına imkân verilmektedir.
Şu hale nazaran: Milleti hakkıyla
temsil, devleti idare ve istikrarla idameye mezun bir Cumhurbaşkanı olabilmenin
‘açık, asgari ve zorunlu kriterleri’, Anayasanın 103. maddesinde; Amir hüküm/mutlak
bağlayıcı özellik; Halkın takibi, kamu denetimi ile adli ve idari kuvvetler yönünden
teftişe esas umdeler niteliği arz eden “Cumhurbaşkanı yemin metni/AND” şöyle:
“Cumhurbaşkanı Yemini: (Anayasa,
Madde: 103)
“Cumhurbaşkanı
sıfatıyla;
Devletin varlığı ve bağımsızlığını;
Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü;
Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma.; Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma.; Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden (asla) ayrılmayacağıma.; Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma; Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Devletin varlığı ve bağımsızlığını;
Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü;
Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma.; Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma.; Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden (asla) ayrılmayacağıma.; Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma; Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Bu
yemin’e AND’a göre: Her kim olursa olsun, adayların, bu yemin’in zorunlu
kıldığı şartları yerine getirip getirmeyeceğine bakılmak zorunluluğu vardır. Yemin’e
sadık kalmayan ve samimi olarak icaplarını yerine getirmeyen; İhanet erbabı
hain, işbirlikçi dönme, devşirme veya bedhah (ikiyüzlü gizli düşman)
addolunacağından:
Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymayı düşünen kişinin; Başka bir
kriter aranmaksızın, sadece ve yalnızca yukarıdaki yemin bir miyar olarak kabul
edilip öne sürüldüğü takdirde (ki, mutlaka öyle olması şart ve lâzımdır): Alt
soy, asalet ve secere olarak mutlaka ve 24 ayar Türk olması zorunludur. Çünkü
Türk’ten başkası Türkiye Cumhuriyetinin egemenlik, özgürlük ve bağımsızlığını
koruyamaz. İyi insan, iyi vatandaş, namuslu, dürüst ve onurlu-sorumlu
olmadıkça, Anayasaya sahip, adaletli, hukuka saygılı, Atatürk ilkeleri ve Türk
İnkılâbına saygılı olamaz. Yemin, mutlak Türklüğü ve yüksek fazileti zorunlu
kılmaktadır.
Ya
da; Nasıl bir Cumhurbaşkanı!...
Önceki
bölümün başlığı, konusu “Cumhurbaşkanı nasıl olmalı, yemin ve şartlar” idi.
Şimdi
aynı konu, farklı bir boyuttan ele alınacak. Şöyle ki, özellikle kendi milli
kültür, manevi değer, gelenek, görenek ve sentezlerimizle örtüşen bir örnekle
konuyu açmak istersek; Ahkâm-u's-Sultaniyye isimli eserinde, Basrî el-Mâverdî (974-1058);
“Bir Devlet Başkanında Aranması Gereken
Şartları” şöyle sıralıyor:
1.
Her yönüyle âdil bir kimse olması; 2. Görev sahasına giren işlerde, verdiği
hüküm ve kararlarda içtihatta bulunabilecek derecede ilim sahibi olması.; 3.
Organlarının herhangi birinde kusur ve eksikliğin bulunmaması; 4. Beş duyu
organının fonksiyonlarını yerine getirir olması; 5. Kamu işlerini yönetmeye,
halkın sevk ve idaresini anlamaya yarayacak fikir ve bilgi sahibi olması; 6.
Düşmanla savaşa, topluluğu korumaya imkân veren güç ve kuvvette, cesarete sahip
olması; 7. "Kureyş'ten (bize göre mutlaka ve behemahal Türk) olması şarttır."
AYRICA VE
ÖZELLİKLE
Seçim
sathına girildiği günden itibaren kamuoyuna mâlolan ve medyada geniş biçimde
yer alan paylaşımlara göre seçmen vasfını haiz vatandaşların ‘nasıl bir cumhurbaşkanı
olmalı’ sorusuna karşın, genellikle aşağıda yer alan cevapları verdiği gözlenmiştir.
Buna göre:
1. Ülkemizin kurum/kuruluşları
arasında uyum ve eşgüdümü disiplinle sağlayabilecek ve bu uğurda, kesinlikle anarşi
ve terör örgütleriyle işbirliği yapmayacak, bölünme çabalarına karşı şerefle
direnecek, sağlam karakterli, milliyetçi, dürüst olan., 2. İnsanlarımızı din, inanç, etnik kök ve mezheplerine göre ayırmaya/ayrıştırmaya
asla izin vermeyen., 3. Adalet,
hukuk, demokrasi, Anayasa, insan hak ve hürriyetlerine sahip., 4. Milliyetçi, Milli-manevi değerler ve
özgürlüklere saygılı, Milli hakimiyetten asla taviz vermeyen, bu konuda ülke itibarına
asla gölge düşürmeyen., 5. Kutsal
emeğe saygılı, üretici ve tüketicinin hak ve hukukunu gözeten., 6. İçerde hak, adalet, eşitlik, demokrasi ve hukuku
sağlayan; Dış siyasette mütekabiliyetten taviz vermeyen, milli menfaatleri her
şeyin üstünde tutan., 7. Komşu
ülkelerin kendi sorunları ve iç işlerine (insani bakımdan zorunlu olmadıkça) karışmayan;
Uluslar arası terör örgütlerini komşu ülkelere karşı kullanmayan, AB’ye karşı
ve ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”nin eş başkanı olmayan., 8. Hayatı boyunca adı; Hırsızlık,
haksızlık, rüşvet, iltimas, ayırma-kayırma, görevi kötüye kullanma gibi
insanlık dışı kirli işlere karışmamış olan., 9. Nesep, soy ve kültür bakımından mutlaka ve kesinlikle Türk ve
Müslüman olan bir Cumhurbaşkanı istenmektedir.
Eğer,
“Devlet Başkanı yerine kaim ve bir nevi
yarı başkanlık sistemi” gibi görünen yeni uygulamada; Kuvvetler ayrılığı
dolayısıyla hakemlik; Siyasal, sosyal, ahlaki, ekonomik ve kültürel uzlaştırıcılık;
Hukukun temin, tesis ve terazisinde adalet.; Toplumsal refah, saadet, emniyet
ve özgürlüklerin kullanılmasında eşitlik.; Dinî, etnik, ideolojik, politik veya
kültürel gruplar arasında eşit mesafe gibi insani; Ülkenin birlik, barış ve
beraberliğini temsil; İktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel barışı “adalet,
hakkaniyet ve evrensel hukuk” ilkeleri doğrultusunda koruma ve nihayet: Milli hâkimiyet, özgürlük,
devletlerarasında mutlak mütekabiliyet, adalet ve barış içinde hükümranlığın
muhafazası, dünyada bütün unsurları ile birinci sınıf bir ülke ve devlet
olunması hususunda yetkin olmadıkça asla Cumhurbaşkanı, devlet başkanı veya
başkan olunamaz. Ayrıca, Cumhurbaşkanı, ülkenin gizli kalmış/bastırılmış
enerjisini harekete geçirici enstrümanları bulup çıkarma ve bilgi birikiminden yararlanma
becerisini gösterebilmelidir.
Millet
memurluğunda sorumsuzluk onursuzluktur. Kaygısızlık, kayıtsızlık/görevsizlik,
nemelâzımcılık tasvip edilemez. Gaflet, hıyanet ve hata, Türk Milleti ve
Türkiye Cumhuriyeti için yeni bir kurtuluş hareketini zorunlu kılabilir. Bu takdirde
milli mücadele meşru bir haktır.
Sonuçta:
Adaylarda, asgari şartların bulunmasını temin; Başta Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa Mahkemesi ve diğer Yüksek Mahkemeler, TBMM Başkanı ve parlamenterlerin asli görevi, sorumluluğu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hukuki, ahlâki ve medeni hakkıdır.
Adaylarda, asgari şartların bulunmasını temin; Başta Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa Mahkemesi ve diğer Yüksek Mahkemeler, TBMM Başkanı ve parlamenterlerin asli görevi, sorumluluğu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hukuki, ahlâki ve medeni hakkıdır.
“Yöneticiler, toplumu bilgeliğin ışığında
düzenleyen kişilerdir. Bu nedenle, ya idare edenler adil ve bilge, ya da
bilgeler idareci olmalıdır.” EFLATUN
(Platon) (MÖ:427-347)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder