12 Temmuz 2014 Cumartesi

VAZİYETİ MÜZAKERE; SUÇ'LAR VE SUÇLULAR

VAZİYETİ MÜZAKERE
BÜTÜN SUÇ ONLARA AİT!...
Mustafa Nevruz SINACI
            Türkiye Cumhuriyeti milleti istese de istemese de; En başta bizzat kendisi, aile unsuru,  ikamet mahalli, okul, yerel yönetim, mülki idare, son 54 yılın (milletvekili nam) parlâmenter.; Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan, müsteşar, genel müdür, bilumum parti sahibi, politikacılar, STK ve sendika başkanları ağır bir sorgulama, kamu vicdanı ve toplumsal sorumluluk namına yargılama, yüzleşme ve mukadder bir hesaplaşmanın tam da eşiğine gelmiş durumdadırlar.
            Bu hesaplaşma, yüzleşme, yargılama ve sorgulama, başta Yüce Divan olmak üzere her derece ve düzey yerel mahkemelerde yapılabilir. Umulan, medeni, insani, adil, dürüst, makul ve sakin bir hesaplaşma olup; Eğer süreçte hukuk rafa kaldırılır, keyfiyet hâkim, anarşi, terör-tedhiş ya da Kuzey Irak, Irak ve Suriye de olduğu gibi düşman kuvvetleri vatanı, alenen işgal ederek hükümranlık tesis ederse bu defa ne olur?..
            İşte, kamuoyunda ihanet paketi, açılım yasası, çözüm (çözülüm) paketi veya eşkıyayı meşrulaştırma girişimi” olarak bilinen yasa tasarısının, 37 red oyuna karşılık, 237 oyla kabul edilerek kanunlaşması; Muhtemel felâketin ayak sesleri, dâhili ve harici bedhahlarınsa, çılgın sevinci, tam 50 yıl süren mücadeleyi kazanmış olmalarından kaynaklanan zafer çığlıklarıdır.
            Zira en başından beri mücadele kalleşçe; Yürütülen süreç ikiyüzlü ve sinsidir.
            Bakınız: Mezkür yasa tasarısının adı ile anlam ve amacı tamamen farklı. Atatürkçü Cumhurbaşkanı adayı için imza vermiş olan CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler açıkladı: “Eğer paket yasalaşırsa PKK terör-tedhiş örgütü olmaktan çıkarak müzakerenin tarafı olarak meşru hale gelecek. Tasarı, Anayasa’nın 3. Maddesindeki “Türkiye Devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür” ilkesini ihlal ettiğinden, tasarıya onay vermiyorum.” Bu menfur tuzak ve hain tasarının görüşüldüğü Komisyonda 6 üyesi olan CHP’den 2 üye, tasarıya onay vermedi: Bolu MV Tanju Özcan ile İzmir MV Birgül Ayman Güler.
            Kendilerini içtenlikle kutluyor ve tebrik ediyorum. Çok garip bir tecelli, acayip ironi ve karşıdevrimciliğin itişinden olsa gerek; Diğer 4 CHP parlamenterinin oyu ile Türkiye’nin kurucusu olduğunu iddia eden CHP, AKP’nin bölücü kanun tasarısını destekleme kararı aldı.
            Gazete haberleri ve Ajanslara göre; “Eski PKK avukatı ve CIA kaynaklarında TR705 olarak adı geçen CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP örgütlerine bir yazı göndererek, CHP’nin çözüm sürecine ve PKK paketine destek verdiğini bildirdi, örgütlere bu konunun çevrelerine anlatılması görevi verdi.” MHP ise sadece bilinen ve beklenen şovları ile iktifa etti. Eşkıyanın siyasi kanadı (AP, DYP, DSP, SP, CHP ve ANAP sayesinde TBMM’ne duhul eden) unsurların verdiği önergeler istikametinde olaya analitik bakılırsa menfur paketin 3 ağır sonucu olacağı görülüyor:
            1-Müzakerelerin tarafları tanımlanmış olacak, 2-İhanet şebekesi ile müzakere yasa dışı olmaktan çıkacak, yasal zemine oturacak, 3-Yabancı kurum, kuruluş ve kişilerden müteşekkil üçüncü (sözde tarafsız, aslında düşman devlet görevlisi) gözlemci heyet(ler) bu müzakerelere katılabilecek. Vahamet ve şeametin, altına imza konulan yasanın felâket derecesine bakın!..
            Yasa uygulamaya girince: 1-PKK yasal taraf haline gelip, terör örgütü kapsamından çıkacak. Bundan sonra yapacağı eylemlere karşı alınacak olan her türlü önlem suç kapsamına girecek. Örneğin: Nasıl CHP’nin miting yapması önlenemezse, PKK’nın da istediği yerlerde miting yapması önlenemeyecek., 2-Örgüt taleplerinin Hükümet tarafından kabul edilmesi suç olmaktan çıkacak., 3-Oslo ve diğer yerlerde AKP ile terör örgütü arasında gizli olarak yapılan yasa dışı müzakerelerde yabancı bir ülkenin gözlemcileri vardı. Şimdi bu gözlemciler yasal hale gelmiş olan müzakerelere açıkça katılabilecekler.
            Şimdi bir özeleştiri, vicdani yargılama ve sorgulama yapalım: Büyük Türk Milleti ve şanlı Türkiye Cumhuriyetini bu zor şeamete sürükleyenler:, İ. İnönü, A. Türkeş, B. Ecevit, N. Erbakan, S. Demirel, T. Özal, T. Çiller, M.Yılmaz ile sözde milli merkez başkanı Hüsamettin Cindoruk değil mi? AKP’de yuvalanan dp, ap, chp ve anap’lılara ne demeli? 
            Cumhurbaşkanı adayı gösterebilmek için neden 20 Millet Vekili ortaya çıkamadı?
            YSK, Yüksek (!) Seçim Kurulu niçin adil ve tarafsız değil acaba?   

Hiç yorum yok: