Önseçim yapmayan partiye oy
vermek gaflet, dalâlet ve hıyanettir!..
Mustafa
Nevruz SINACI
Eğer
bir hafta önce İçişleri Bakanlığı’na kuruluş bildirimini veren “Partiya
Demokrata Kürdistane Turkiya, PDK-T/Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi”ni
saymazsanız; Ocak 2014 ayı itibarıyla Türkiye’de kurulu 78 siyasi parti var. Yüksek
Seçim Kurulu Başkanlığı, 02 Ocak 2014 günü bunlardan 25 adedinin, 30 Mart 2014
tarihli yerel seçimlere fiilen katılma ve aday gösterme hakkının bulunduğunu,
kalan 53 partininse böyle bir haklarının olmadığını açıkladı.
Birinci mesele: Başta İçişleri Bakanı, Hükümet ve AKP olmak üzere
bilâhare (ycbs) Yargıtay Cumhuriyet Baş Savcılığı, Yüksek Seçim Kurulu
Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi ile ülkede mevcut bilumum Hâkim / Yargıç,
Cumhuriyet Savcısı, Ana muhalefet, topyekun Muhalefet ve memleketin tüm siyaset
kurumları ile onurlu ve sorumlu kişilerinin sınavıdır...
Halihazır T.C. Anayasası, 298,
2820, 2839 ve 2972 Sayılı Kanunlar ve ilgili mevzuata bütünüyle aykırı olarak (siyasi
parti namıyla) de’Facto anarşist-terörist, bölücü-ırkçı örgüt ve radikal organizasyonların
varlığına rağmen, bir de bu aleni olana izin verilirse; Yukarda sayılı kişi ve
kurumların tamamı gayrimeşru, yok hükmünde, hıyanet ve gafletle malûl demektir.
Türk siyaset tarihinin kara
lekesi, politikACI’ların elemli yüzkarası, tam bir aymazlık, pişkinlik ve halk
dalkavukluğu. Apaçık bir hak-adalet, hukuk ve demokrasi gaspı, ikiyüzlülük,
çifte standart ve nihayet insanlık ayıbı! TBMM’nin kürsü yüzünde yazılı:
“Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir” emir, ikaz ve hatırlatmasına
rağmen, adeta kinayeten insanları: Anayasa ve kanunların verdiği yetkiyi
kullanmaktan alıkoyan;. Seçmenin bilgi-katkı, öneri ve iradesine başvurulmadan,
“idarenin muhatabı insan, devlet idaresinde millet idaresini tayinle mükellef seçmene
rağmen” parti sahipleri tarafından resen hazırlanmış “keyfi bir aday listesini”
kerhen tasdik ve adeta bir noter gibi onaylama mecburiyetinde bırakan ilkel,
insanlık, hukuk ve ahlâk dışı, antidemokratik ve despotik uygulamalar...
25 Parti ve sadece “BİR ÖNSEÇİM”
ADALET ÖLMÜŞ!.. |
Şu hale nazaran: Her ne kadar
2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu ve mütedair mevzuat zorunlu hallerde ve
önseçimim imkânsız olduğu durumlarda “başkaca yoklama usullerine izin vermiş
ise de” bu istisnai bur durumdur. Asla “bütün seçim bölgelerini kapsayabilir”
anlamına gelmez. Bir şekilde “merkez yoklaması” olarak algılanabilecek “temayül
yoklaması” ve diğer usul ve esaslar dâhilinde yapılan uygulamalar hukuki,
ahlâki, insani ve tümüyle yasal değildir.
"ÖN SEÇİM" yapmayan parti ve adaylara kesinlikle oy vermemek gerekir...
Yargı Denetimi ve Seçim Kurullarının yasal gözetimi altında belirlenmemiş; ÖNSEÇİM yapılmadan tayinle gelmiş ya da “adaylık sıfatını satın almış” cebren dayatma, dallama, sallama adaylara kesinlikle itibar etmemeleri ve asla oy vermemeleri insani ve vicdani bir vazifedir.
Aksi takdirde:
Seçimlerin ahlâki ve hukuki nedeni, toplumsal sözleşmenin mutlak gereği olan “Millet iradesinin devlet idaresinde temsili ve egemenlik hakkının halk tarafından kullanılması” imkânı ortadan kalkacak.
Ayrıca: 2820 Sayılı Kanunun 93. Maddesinde, millet adına amir “siyasi partilerin, bütün parti içi çalışma, seçim ve faaliyetleri demokrasi esaslarına uygun olmak zorundadır” hükmü askıda kalacaktır. Unutmayınız ki!...
Demokrasi olmazsa ilim olmaz, adalet kaybolur gider, devlet infisah eder biter, hak batıla
iblâğ olur!...
*yorum, eleştiri ve katkılar...
dr.aydemir@web.de
(dr.aydemir@web.de)
15.01.2014
Kime: Mustafa Nevruz
HOP HOP
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olamaz!
Gerek fırka başkanlarını, gerekse milletvekili adaylarını, doğrudan
doğruya, her fırkada, tüm fırka üyelerinin, seçmeli olarak belirleyebilme
zorunluluğu ve olanağı yoktur.
Dar bölgeli çift kademeli seçim düzeni şarttır. Halk kime oy
verirse versin, tüm fırkalarda siyonistlerin belirlediği yönetimler iş başına
gelmektedir.
Bu seçim düzeninde, halka ölümlerden ölüm beğenin
denmektedir.
Delegeler pazarında dönen dolapları kişisel olarak gördüm.
Belediye Başkanlığı için tüm fırkalarda, fırka üyeleri ön
seçim yapmalıdır.
Türk Milletine, bu zamana kadar olduğu gibi, Kırkharamilerin
belirlediği uşaklarına oy verme zorunluluğu dayatılamaz. Pensilvanyadan izin
alarak meydanlarda halkın karşısına milliyetci, atatürkcü ve dindar
kisveleriyle çıkan yolsuzların yolu aynı yoldur. Bunların bu ihanet yolları
onları Türk Halk Mahkemelerine çıkaracaktır. Şimdiki Seçim ve Fırkalar yasasına
göre yapılacak bir seçim üç kağıtcılıkdır, ahlaksızlıktır, halka düşmanlıktır.
YSK Başkanlığını işgal eden işbirlikci açıklamak zorundadır:
2007 seçimleri sabahı ABD Büyükelçisi onu neden ziyaret
etmişti?
Derhal seçim ve fırkalar yasası değiştirilmelidir.
Garamanın goyunu sonra çıkar oyunu.
Biline!....,
Dr. İsmet Aydemir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder